ilimle Açıklanamayanlar 1. Placebo Etkisi
Birine acı cektirmişler birkaç gün boyunca ve acıyı morfinle uyuşturup kontrol etmişler. Son gün morfin yerine tuzlu su çözeltisi vermişler ve denek yine de acı çekmemiş. Buraya kadar herşey normal
yeni bir deneyde tuzlu suyun içine morfinin etkisini nötralize eden başka bir ilaç daha vermişler (naloxone) ve tuzlu suyun acı geçirici özelliği yok olmuş.
Yani bu olay bir şekilde biyokimyasal ama nasıl olduğu bilinmiyor.
2. Ufuk Problemi
WMAP diye bir uydu gönderdiler 2001 yılında
amacı Kozmik Fon Işınımını incelemekti
bu sayede evrenin yaşına ve baslangıcına dair bulgular yapmaktı. Bu ışınımın özelliği evren yeterince soguduğu zaman (büyük patlamadan 300.000 yıl sonra) elektron
proton ve nötronların bir araya gelip atomu oluşturması ve bunun sonucunda fotonların (ışık) bugünkü gibi serbestçe gezebilecegi bir ortam oluşması sonucunda ortaya çıkması
yani algılanabilen en eski ışık olması ve dünyadan bakıldıgında ufuğun her tarafını kaplaması.
Sorun şu; Dünya evrenin merkezinde değil
dolayısıyla bilinir en eski ışığın ufugumuzu 3 boyutla ve 360 derece kaplaması mantıklı degil. Evreni bir küre olarak ele alırsak örneğin dünya bir sınıra 8 milyar ışık yılı uzaklıktaysa bu sınırın ters tarafındaki diğer sınıra 20 milyar ışık yılı uzaklıkta olması gerekiyor (cünkü bu ışınım 14 milyar ışık yıl öncesinde oluşmuş ve iki ufuk arasında 28 milyar ışık yılı var). Dolayısıyla bizim de 8 milyar yıl uzakta oldugumuz ışınımı görmemiz ancak diger taraftaki 20 milyar ışık yılı uzakta olan ışınımı göremememiz gerekiyordu
çünkü o ışınlar henüz bize ulaşamamış
20 milyar ışık yılı yolu katedememiş
sadece 14 milyar ışık yılı katetmiş olacaklardı.
Bu fenomeni 'Inflation' diye bir teoriyle açıklıyorlar ki buna göre evren her zaman aynı hızla genişlemedi
çok kısa bir zaman aralıgında çok hızlı (10^-33 sn içinde 10^50 faktörüyle) genişledikten sonra bugünkü hızıyla genişlemeye devam ediyor.
3. Ultra Enerjili Kozmik Işınlar
Enerjili kozmik ışınlar genellikle süpernova patlamaları gibi olaylar sonucu açığa çıkmış yoğun enerjili çok kısa dalgaboylı ışınlardır. Einstein'in özel görelilik kuramına dayanarak oluşturulmuş teoriye göre bu parçacıklar görünebilen fotonlar gibi düşük enerjili diğer parçacıklara çarparak enerjilerini kaybederler
hatta bir kozmik ışının taşıyabileceği maximum enerji düzeyi 5x 10^19 electronvolt olarak belirlenmiş
buna da Greisen-Zatsepin-Kuzmin limiti denmiş.
Sorun: Yakın geçmişte Japonlar bu limitin üzerinde ışınlar tespit etmişler. Burada da iki olasılığa varılmış; ya Japonlar hatalı ya da Einstein'ın özel göreliliği. Arjantinde bu problem üzerine çalışılıyormuş.
4. Belfast Homeopati Sonuçları
Kısaca ilaç/örümcek zehri vb kimyasal maddeleri içinde hiç madde kalmayacak şekilde suda defalarca seyrelttiklerinde bile o suyun o maddenin asıl özelligini (zehir
iyileştirme) taşıdığını bulmuşlar
ama nasıl oldugunu bilmiyorlar. Atomların su üzerinde kendi izlerini bırakması gibi bir teorileri var sadece
kanıtlanabiir bir neden yok.
5. Karanlık Madde
Karanlık madde ışığa hiçbir etkisi olmayan
yani ışığı ne soğuran ne de yansıtan
buna rağmen evrendeki kütlenin hareketinden
yani kendi kütlesinin sıradan maddeye yaptıgı çekim sebebiyle varlıgından emin olunan bir olgu. Şimdiden evrendeki kütle-enerjinin sadece %4ünün sıradan baryonik madde
kalanınınsa %22 karanlık madde
ve kalan %74'ün evrenin genişlemesini hızlandıran 'kara enerji' oldugu biliniyor. Bunun dışında bu maddelerin ne oldugu ve nasıl davrandıkları hakknda bir bilgi mevcut degil
teoriler var.
6. Viking Mars Roverının Bulduğu aaaan/karbon 14
Viking aracı marstan biraz toprak almış ve içerisinde C-14 izotopuyla işaretlenmiş biraz besin karıştırmış. Bu besinden de aynı C-14 atomlarını içeren aaaan gazı çıkışı tespit edilmiş. Bu gaz çıkışı marsta hayat olduğunu kanıtlıyor ama bu araç dışında gönderilen araçlar aynı deneyde bir şey tespit edememiş
bu yüzden kafa karışıklıgı var.
7. Tetranötronlar
4 yıl önce Fransa'daki bir parçacık hızlandırıcıda keşfedilen bu parçacık 4 nötronun fizik kurallarına aykırı bir şekilde bir araya gelmesiyle oluşmuş. En ala nükleer patlama bile 2 nötronu bir araya getiremezken 4 nötronun böyle birleşmesi gerçekten ilginç-miş.
8. Pioneer Anomalisi
1972de ve bundan bir yıl sonra uzaya fırlatılan ve şu an evrenin derinliklerine doğru yollarına devam etmesi gereken 2 uzay aracını (pioneer 10
pioneer 11) yollarından saptıran bir güç. Aslında bu güç o kadar ufak ki bir nanometre/sn^2 kadar cıvarı bir ivmelendirme söz konusu
yer çekiminin 10 milyarda biri. Ama bu bile 2 Pioneer'ın rotasından 400.000 kilometre sapmasına yetmiş. Nedenini ise kimse bilmiyor.
9. Karanlık Enerji
Evren gereğinden de yüksek bir hızla genişlemesine sebep olan
bazı teorilere göre boş uzay'ın bile sebep olabileceği bir enerji. Neden kaynaklandıgını kimse bilmiyor.
10. Kuiper Uçurumu
Güneş Sisteminin dışına doğru gidildiğinde
plütondan sonra yoğun astroidler ve kayalardan oluşan Kuiper Kuşağı mevcut. Bunun da içerisinden geçtikten sonra Kuiper Uçurumu geliyor
burada hiçbir astroide rastlayamıyorsunuz. Sorun bu uçurumun Kuiper kuşağından sonra astroid yoğunluğunun bir anda 0'a indiği bir nokta olması
bu da acaba kütlesiyle bu astroidleri çeken devasa bir 10. gezegen mi var sorusunu akla getiriyor. NASA 'Yeni Ufuklar' aracını burayı araştırmak için yolladı bile
2016'da Kuiper Kuşağına ulaşması planlanıyor aracın.
11. The Wow signal
Big Ear adlı büyük radyo teleskobunun algıladığı
dış uzaydan gelen
1420 megahertzlik (sıradan
insanlık tarafından da kullanılan radyo dalgası) 35 saniye süren bir sinyal. Normal radyasyon kaynakları bu frekansta sinyal yollamazlar
sinyalin geldiği yöndeki en yakın yıldız da 220 milyon ışık yılı uzaklıkta
dolayısıyla buna neyin sebep oldugu bilinmiyor. En geçerli teori uzaylılar Smiley da olsa
galaksimizin bizim bulundugumuz kolunu tamamen taradı ve benzer bir sinyale bir daha rastlayamadı bu teleskop.
12. "Pek de Sabit Olamayan" Sabit Değerler
97'de bir astronom 12 milyar ışıkyılı uzaklıktaki bir gökadadan gelen ışınlar tespit etti ve bu ışınların demir-nikel-krom gibi aaaallerin yıldızlararası bulutlarından geçtigini kanıtladı. Fotonlardan bir kısmı gaz tarafından sogurulmuştu
ama beklenen kısmı degil. Eğer hesaplamalar doğruysa
ışığın maddeyle nasıl etkileştiğini açıklamakta tek sabit
ideal yapı sabiti
ışık bulutların içinden geçerken farklı bir değerdeydi. İşin ilginç yanı bu sabitin parcacık fiziğinin cogu yerinde kullanılması ve değerinin diger sabitlere (ışığın hızı
bir elektronun yükü
planck sabiti gibi) baglı olmasıydı. Dolayısıyla bu sabitin değişmesi demek yığınla fizik teorisinin yanlış olması demek de olabilir.
13. Soğuk Füzyon
Amerikan Ordusunun Soğuk Füzyon gerçekleştirmek için son 16 yılda yaptıgı 200 deneyden sonuç alınamadı. İşin aslı sadece yıldızların içerisinde olabileceği varsayılan
tükettigi enerjiden daha çok enerji üreten nükleer reaksiyonların oda koşullarında üretilip üretilemeyeceği. Kontrol edilebilir soğuk füzyonla dünyanın enerji problemlerinden birçoğu giderilebilirdi.